14 Aralık 2012 Cuma




KANAVİÇE VE ETAMİN

Kanaviçe, el işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi ve onun üzerine yapılmış olan işlemelere verilen addır.
Etamin işine benzer. Aynen onun gibi renkli küçük çarpılardan desenler oluşturma şeklindedir. Etaminden farkı, kanaviçenin düz kumaş üzerine işlenmesidir. Kumaş üzerine öncelikle kaneve adı verilen özel dokunmuş bir kumaş tutturulur. Sonra renkli ipliklerle kanave referans olarak alınarak desen işlenir. Desenin işlenmesi bittikten sonra kanave asıl kumaş üzerinden ip ip çekilerek işlenmiş desenle kumaş arasından temizlenerek kanaviçe elde edilir. Batı kültüründeki goblene benzer, ancak ondan daha kalın iplerle ve daha ayrıntısızdır. Kanave, el işleri için seyrek dokunmuş keten bezi. Etamin, pamuk, keten ya da ipekten, seyrek dokunmuş delikli, üzerinde nakış yapılabilen bir tür kumaş. Çarpı işi diye adlandırıldığı da görülür.






Benim etamine bulaşmama sebep olan görüntü budur işte. Yapacak yeni bir şeyler ararken bu resim çıktı karşıma. Üstüne üstlük bir de baykuş! Kendimi durduramadım. İlk olarak bu resmin bütününü bulup onun kareli bir kağıda eskizini çıkardım.




Hatta tek tek de yaptım.



Ondan sonra da başladığım hummalı bir çalışmaya. İlk iplerimi teyzem vermişti. Ama içimdeki coşkuya yetmedi o renkler ve gidip Kadıköyden kendime başka renkler de aldım. Tam 21 rengim oldu ve bir renk kartelası yaptım.





Tabi renkler çoğalınca başka desenlere de bulaşmaya başladım. Her biri bir sonraki için ilham verdi. Her ilham veren biraz daha gaz verdi. Derken dünyanın resmi, dünyanın eskizi oldu elimde. Ve bunlar sadece birkaçı…   









Fotoğraflar bilgisayarımda. Eskizlerse bir dosya halinde yapılma sıralarını bekliyor. Ve eskizlerden sonra şimdi de resimler. Bitirmiş olduğum yaklaşık 10 – 12 tanesini de anneme gönderdim. Annem onları istediğim şekilde dikip bana gönderecek. Bir kızını üniversite için 1992 yılında İstanbul’a gönderen annem, diğer 2 kızını da gelin ederek İstanbul’a gönderdi. O yüzden annemle bir şeyler paylaşmak bazen zaman alabiliyor. Heyecanla İzmir’den gelecek kargomu bekliyorum. Sonra onların da fotoğraflarını paylaşacağım. Aşağıdakiler de internetten bulduğum ve bayıldığım birkaç resim.







Ve çok yakında da işte bitenler diyeceğim…J J J





27 Haziran 2012 Çarşamba

LİNGO LİNGO ŞİŞELER

 

Hala büyüyemedim mi yoksa? Çocuklar için yapılan şu aktivitelerle nasıl da eğleniyorum. ilk yapmaya başladığımda şişe sıkıntısı çekmiştim baya. Ama şimdi yaz geldi ve sık sık tükettiğimiz içeceklerin şişeleri şahane malzeme oluyor.

 

 

Şişeleri gördüğüm an bunlardan bende yapmalıyım dedim. Sonra şişe biriktirmeye başladım. Öncelikle kapakları geniş olanları tercih ettim. Ve yapacağım karaktere karar verdim. Kartondan karakterin kafasını boynuyla birlikte kesip şişeye yapıştırdım. Sonra küçük parçalara ayırdığım gazete parçalarını biraz sulandırdığım beyaz tutkalla şişenin her yerini kapatacak şekilde tamamını kapladım. Kurumaya bıraktım. Şimdi sıra giysilerini, yüzünü oluşturmaya gelmişti. Bütün ayrıntılarını ceplerinden, gözlerine, elinde tuttuğu çiçekten başındaki aksesuara kadar her şeyi çizdim. Ve onları akrilik boyayla rengarenk boyadım. Bazı yerlerde çizgileri belirginleştirmem gerekti. Bu da bittikten sonra kuru kalemler yada pastel boyayla gölgelendirmeleri yaptım. Çok önemli bir detay gölgelendirme. Çizimin ve boyamanın güzelliğini ortaya çıkarıyor. En son istenirse akrilik sprey vernikle verniklenebilir. Ben parlak pırıl pırıl olmasını sevdiğimden vernikledim.

 

25 Haziran 2012 Pazartesi

UZUN ÇORAPLI KIZ

 

Çocukluğumdan hatırlıyorum Pippi’yi. Çok severek izlerdim. Daha izlerken bile onun maceralarının hayalini kurardım içine kendimi de koyarak. Hep onun arkadaşlarından biriydim. O yüzden de burada benim günlüğümde olmalıydı. Romanı ve film ile ilgili maalesef bulabildiklerim  çok az L

 

 

 

 

 

PİPPİ LANGSTUMPF

Pippi Uzunçorap, Astrid Lindgren'in yazdığı İsveç çocuk kitabı serisinin ve bu seri ile bağlantılı diğer çalışmaların ana karakteri. Pippi Uzunçorap, ayrıca sinemada Inger Nilsson tarafından başarıyla canlandırılmıştır. Roman ve film birçok dilde tercüme edilmiştir.

 

Roman, Astrid Lindgren, roman kahramanı Pippi'yi akciğer iltihabından hasta yatmakta olan ve Pippi Uzunçorap'dan (isim o an aklına gelmiş) bir hikâye dinlemek isteyen kızı Karin 'e bakarken keşfetti. Başlangıçta yazar olmaya niyeti olmayan Astrid Lindgren yıllar sonra, bacağının kırık olduğu bir dönemde hasta yatağında yatarken, bu hikâyeleri kaleme almıştır.

Yazarın Pippi'yi esinlendiği şahıs, büyük ihtimalle kızı Karin'in 40'lı yıllardaki sınıf arkadaşı Sonja Melin'dir. Bir başka esinlenme ihtimali de 1930'lu yıllarda Danimarkalı roman yazarı Karin Michaelis'nin kullandığı "Bibi" karakteridir. Dikkat çeken sadece isim benzerliği olmayıp, Pippi'nin de Bibi gibi korkusuz bir küçük kız olmasıdır. O da bir istasyon memurunun kızı olarak Danimarka'nın trenlerinde serbest seyahat eder, çekincesiz ve birçok yetişkinin gözünde yaramaz, ama aynı zamanda sevecen, sorumluluğun bilincinde ve sosyaldir.

Bir başka esin kaynağı da Lucy Maud Montgomery'nin kırmızı saçları ve yaşam tarzıyla Pippi'yle benzerlikleri olan roman kahramanı "Anne" dir.

 

24 Haziran 2012 Pazar

BENİM MASKELERİM

Venedik maskelerini bu kadar sevip de bir şekilde ucundan da olsa bulaşmasaydım olmazdı! Eski kayıtlarıma baktım da 2007 yılından beri maske yapıyormuşum J Öyle sevindim ki... Her şeyi kişiselleştirmeyi sevdiğimden benim bu güzel kızlarım isimsiz kalamazlardı. Böylece onlara İtalyanca kadın isimleri vermeye başladım. Her biri farklı bir karakter oldu. Ve her birinin bana hissettirdiğine göre bir ismi…

Bundan sonra sahne  onların.

MEA ( MADEN, MADEN OCAĞI )

 

NİCCİ ( YENGİ )

 

 

MELİTA ( ARI )